• Müzayede Kataloğu (PDF)
  • Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

KLASİK VE MODERN SANAT ESERLERİ MÜZAYEDESİ

Müzayede'de yer alan tüm eserler kurumumuz güvencesinde olup, resim ekspertizleri Yüksek Ressam / Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından yapılmıştır.

Müzayede 3 Nisan ÇARŞAMBA günü saat 20:30'dan itibaren CANLI olarak devam edecektir. Lotlar sıra ile satışa çıkacaktır. Her lotun ekranda kalma süresi 60 saniyedir. Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %10, KDV oranı ise %20'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir.Aksi halde hukuki işlem başlatılır ve cezai şartlar uygulanır.

Sayın koleksiyoner ve sanatseverler, eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 532 546 63 70 numaralı telefondan bilgi alabilir, Göksu Caddesi no :12/2 Beykoz’daki galerimizde eserleri yakından inceleyebilir ve bilgi alabilirsiniz.

Currency Converter:
  • Kategori: Tablo
Lot: 25 » Tablo

OSMAN HAMDİ BEY (1842-1910)

Portre
4 Feb 1882 tarihli, ahşap panel üzerine yağlı boya
30x24 cm

1842 yılında İstanbul’da doğan arkeolog ve ressam Osman Hamdi Bey, Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin kurucusudur.1860’da hukuk öğrenimi için Paris’e giden Osman Hamdi Bey, resme olan tutkusu sebebiyle Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okuluna devam etti ve dönemin ünlü ressamları Jean-Léon Gérôme ve Gustave Boulanger’den dersler aldı. Aynı yıllarda Paris’e eğitim için gönderilen Süleyman Seyyid ve Ahmed Ali (Şeker) Paşa’yla 1867’de açılan 2. Uluslararası Dünya Sergisi’nde Osmanlı Pavyonu’nun hazırlıklarında çalıştı ve eserleri sergilendi.1871 yılında İstanbul’a dönen sanatçı, sarayda yabancı elçilerin protokol işleriyle ilgili göreve atandı. Gösterdiği başarılarından dolayı Sultan Abdülaziz tarafından 1873 yılında Viyana’da açılan Uluslararası Sergi için görevlendirildi. Çeşitli devlet görevlerinde çalışan Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı tümülüsünde, Lagina’da bulunan Hekate Tapınağı’nda kazılar yaptı. En önemli arkeolojik kazısı Sayda (Sidon, Lübnan) kazısından kral mezarlığı kazılarıdır.İçinde bulunduğu kültürel ortamın ve sürdürmekte olduğu görevlerin sorumluğu doğrultusunda döneme uygun aydınlanmacı gelenekten beslenen resimler yaptı.Osmanlı coğrafyasının kültürel çeşitliliğini ve tarihini bir müzeci gözüyle resimleyen Osman Hamdi Bey, kompozisyonlarını kurarken değişik fotoğraflardan yararlandı.Yapıtlarında model olarak sıklıkla çeşitli meslek ve giysileri, belli bir kompozisyon içinde kullandı ve Osmanlı dünyasının zengin kültürel mirasını kendine özgü bir kurguyla ifade etti.Kaplumbağa Terbiyecisi, Arzuhalci, Kur’an Okuyan Hoca, Silah Taciri, Leylak Toplayan Kız, Şehzadebaşı Camisi Avlusunda Kadınlar, Feraceli Kadınlar, Mimozalı Kadın, Ab-ı Hayat Çeşmesi, Mihrap gibi tabloları en önemli eserleri arasındadır.

Detaylar
Lot: 26 » Tablo

İBRAHİM ÇALLI (1882-1960)

Emirgan Çeşmesi, İstanbul
İmzalı, kontrplak üzerine yağlı boya,
55,5x69 cm

Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyesi olan İbrahim Çallı 1906 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ni bitirdi.
1910 - 1914 yıllar arasında Paris’e gitti, École des Beaux-Arts’da Fernand Cormon’la çalıştı.
Emekli oluncaya kadar İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde hocalık yaptı ve birçok öğrenci yetiştirdi.
Çeşitli sergi etkinlikleri düzenledi. Başta Galatasaray olmak üzere yurt içinde ve dışında pek çok sergiye katıldı ve ödüller aldı. 1919’da Türk Ressamlar Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan Çallı, Şişli Atölyesi'nde çalıştı.
Ressam, 1918 Viyana Sergisi’ne katıldı. Atatürk’ün portresini yaptı. İstanbul Galatasaray Sultanisi’nde 1922 yılının ağustos ayında açılan dördüncü sergide, Nü’lerini sergiledi. II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi ideolojilerini, savaşları, hamasi konuları da görselleştiren tablolar yaptı. Bunlardan biri Zeybekler Kurtuluş Savaşı'nda adlı eseridir. 1926’da açılan Üçüncü Ankara Resim Sergisi’ni gezen Atatürk yapıtı gördüğünde Çallı’ya dönerek “Biz Kurtuluş Savaşı’nda yemeye ekmek bulamıyorduk, senin resmindeki atlar nasıl semirmiş böyle?” dediği, Çallı’nın da resmi tekrar elden geçirerek atları zayıf hale getirdiği söylenir.
İstanbul’un hemen her semtinden resimler yapan Çallı; kentin cami, türbe, çeşme gibi tarihi ve doğal dokusunu, gizli köşelerini, çay bahçelerini, sokaklarını, değişik ayrıntılarını resimlerine taşıdı. İstanbul’un çevresini, denizle içiçeliğini, kentteki ve köydeki yaşamı, köşk, konak ve bahçeleri hızlı fırça vuruşlarıyla izlenimci bir teknikle ele aldı. Osman Hamdi ve dönemin her yaştan seçkin kadınlarının portrelerini yaptı.

Detaylar
Lot: 27 » Tablo

SÜLEYMAN SEYYİD (1842-1913)

Natürmort
Tuval üzerine yağlı boya,
33x41 cm

Süleyman Seyyid, 1842’de Maltepe’de doğdu. Eğitimini Mekteb-i Harbiye’de tamamlayan sanatçı
okulun iki resim hocasından, Pierre Guès ve Joseph Schranz’dan resim dersleri aldı.
Yaptığı karakalem, suluboya ve yağlıboya resimlerle takdir gören sanatçı, öğrenimini tamamlaması için Sultan Abdülaziz (hk. 1861-1876) tarafından 1862’de Paris’e gönderildi. Paris’te bir yandan Fransa’ya gönderilen Osmanlı öğrencilerinin Fransız okullarına uyum sağlaması için kurulan Mekteb-i Osmânî'ye devam ederken, bir yandan da Alexandre Cabanel ve Gustave Boulanger’nin atölyelerinde çalıştı. Burada geçirdiği sekiz yıl boyunca sergilere katıldı ve “Officier d’Académie” madalyasıyla ödüllendirildi. 1870’te İstanbul’a döndü, Mekteb-i Harbiye ve Tıbbiye ile askeri liselerde resim öğretmenliği, İnâs Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nde ders nazırlığı, Orman ve Maâdin Mektebi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı. Makale ve çevirileri gazetelerde yayımlandı. Ressamımız, realist ve natürmort üstadı olarak tanınır. Özellikle, meyve modellerinde yansıttığı renkler, fırçasının şiirleştirdiği ürünler olarak bilinir. Portreleri nadirdir. Doğaya tutkunluğu, eşeğine binerek, heybesine boya takımlarını koyup Alemdağı'na sık sık gittiği bilinen geleneklerindendir. Seyyid Bey, maddiyata düşkün olmadığından, hiçbir zaman fırçasını para kazanmak için kullanmamıştır. İki yüz kadar eseri olduğu söyleniyorsa da, bunların çoğunluğunun nerelerde ve kimlerde olduğu bilinmiyor. Ancak, İstanbul'un eski ailelerinin salonlarında Seyyid Bey'in bir natürmortuna tesadüf etmek mümkündür. Müzelerimizde Seyyid Bey'in pek az sayıda eseri vardır.

Detaylar
Lot: 56 » Tablo

DEVRİM ERBİL (D.1937)

İstanbul’a Mor Bakış
İmzalı, tuval üzerine yağlı boya,
120x100 cm

1937 yılı Uşak doğumlu Devrim Erbil yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce sergi açtı, ödüller kazandı ve sanat konferansları verdi. Sanatçının eserleri dünyanın ve Türkiye’nin birçok müzesinde ve koleksiyonlarında yer almaktadır. Devrim Erbil resmin şairidir. Doğanın ritmini ve gizemini yakalamaya çalışır. İstanbul tutkularının başında gelir. Titreşimlerin büyüsü ile kenti sarmalar.Devrim Erbil resmin şairi. Doğa onun tutkusu. Yaşamın ritmi ve devinimi onu her zaman etkiliyor. Birbirinin benzeri ama tıpkısı olmayan tekrarlar, ikilemler onu varlık nedenini sorgulamaya götürüyor.Anadolu’nun kültürel mirası onun bakış açısını her zaman etkilemiştir. Kültürler arası ilişkiler ve günümüze dek uzayan çizginin ortak paydaları; “Anadolu’da Yaşam Üstüne Çeşitlemeler” dizisi belli bir döneminin vazgeçilmez konusudur.İstanbul 60 yıldır yaşadığı bir kent; uçsuz bucaksız, tarihsel konumu ile doğasıyla olağanüstü. Devrim Erbil şimdi İstanbul resimleri yapıyor. Bazen kuşbakışı bir görüntüyle bazen ikili bir bakışın birlikteliğiyle. Çoğunlukla kuşların kanat seslerindeki müziği ve hareketlerindeki ritmi hissettirerek. Devrim Erbil eserleriyle bir anlık bir mutluluk duygusu – yaşam sevinci vermek istiyor. Şiirin sözcükleri gibi bir anlık mutlulukları birbirine eklemek istiyor. Erbil’in sanat felsefesi, sanatını özellikle günümüz Türkiye’sinde daha ulaşılır kılmak ve yaşamın içine sokmaktır.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 2
sonraki