Müzayede'de yer alan tüm eserler kurumumuz güvencesinde olup, resim ekspertizleri Yüksek Ressam / Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından yapılmıştır.
Müzayede 3 Nisan ÇARŞAMBA günü saat 20:30'dan itibaren CANLI olarak devam edecektir. Lotlar sıra ile satışa çıkacaktır. Her lotun ekranda kalma süresi 60 saniyedir. Müzayedemizde uygulanan komisyon oranı %10, KDV oranı ise %20'dir. Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 7 (yedi) iş günüdür. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir.Aksi halde hukuki işlem başlatılır ve cezai şartlar uygulanır.
Sayın koleksiyoner ve sanatseverler, eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +90 532 546 63 70 numaralı telefondan bilgi alabilir, Göksu Caddesi no :12/2 Beykoz’daki galerimizde eserleri yakından inceleyebilir ve bilgi alabilirsiniz.
NECDET KALAY (1932-1986)
Çoban
İmzalı, 1982 tarihli,duralit üzerine yağlı boya,
30x15 cm
ALİ DEMİR (1931-2015)
Anadolu Kadını
İmzalı, 2001 tarihli, kağıt üzerine pastel boya,
21x21 cm
ALİ DEMİR (1931-2015)
Anadolu Yaşlısı
İmzalı, 2001 tarihli, Kağıt üzerine pastel boya,
23x23 cm
ALİ DEMİR (1931-2015)
Anadolu Yaşlısı
İmzalı, 2000 tarihli, duralit üzerine yağlı boya,
29,5x22,5 cm
FARUK CİMOK (D.1956)
Eyüp Sultan Camii
İmzalı, tuval üzerine yağlı boya,
70,5x50 cm
İSMAİL HAKKI OYGAR (1907-1975)
Harmandalı
İmzalı, duralit üzerine yağlı boya,
80x110 cm
Türk seramik sanatçısı. Oksitlerle renklendirilmiş akıtma sırlı işlevsel seramikleriyle tanınır.
1923'te İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi'nde (s.GSA, b.MSÜ) resim eğitimini tamamladıktan sonra Paris'e gönderilmiştir. Paris Dekoratif Sanatlar Yüksekokulu'nda iç mimarlık ve dekorasyon öğrenimi gören Oygar, orada yaptığı ilk seramiklerini 1928'de sergilemiştir. 1930'da Türkiye'ye dönen sanatçıya İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi'nin Tezyinat ve ona bağlı Seramik ve Türk Çiniciliği Atölyeleri'ni kurma görevi verilmiş, böylece Oygar seramikte çağdaş eğitime geçişi başlatan kişi olarak anılmıştır. Eserleri bakır küfü, demir pasi, metale dayalı renklendirme tekniği ağırlıklıdır. Seramik dışında heykel ve resimle de ilgilenen sanatçının Çalışmaları Türk-İslam sanatının sentezi olmakla birlikte, aslında Batı etkisindedir. 1936'da 1. İzmir Enternasyonal
Fuarı'nın düzenlenmesinde sanat danışmanlığı yapan Oygar, uluslararası pek çok seçici kurulun da üyesi olmuş; 1967'de Uluslararası Seramik Akademisi'nin (IAC) geleneksel sergisinin ve genel kurulunun İstanbul'da yapılmasına öncülük etmiştir. Bu kuruluşa üye kabul edilen ilk Türk seramik sanatçısı olan Oygar, aynı yıl İstanbul'da açılan Uluslararası Çağdaş Seramik Sergisi'nde altın Madalya almıştır.
AHMET FAZIL AKSOY (D.1949)
Peyzaj
İmzalı, tuval üzerine yağlı boya,
60x73 cm
AYHAN TAŞKIRAN (D.1968)
Cemreler Düştü
İmzalı, 2019 tarihli, tuval üzerine yağlı boya,
47x66 cm
KEMAL ZEREN (1901-1977)
Ada’dan
İmzalı, 1960 tarihli, duralit üzerine yağlı boya
49x60 cm
ADİL DOĞANÇAY (1900-1990)
Ağaçlar
Duralite marufle mukavva üzerine yağlı boya,
27x14 cm
ÜMMET KARACA (D.1956)
Ortaköy’den Boğaz
Tuval üzerine yağlı boya
47,5x59,5 cm
SELAHATTİN KARA
Ayasofya Sebili, Sultanahmet
Tuval üzerine yağlı boya
75x100 cm
Selahattin Kara, 1958 senesinde Rize'nin Çayeli ilçesinde dünyaya geldi.1978 senesinde Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nü bitirdi.1979-1984 yılları arasında resim öğretmenliği yaptı. Birçok performans gerçekleştirdi.Ressam Selahattin Kara, 200’ün üzerinde karma sergiye katıldı. 30’un üzerinde kişisel sergi açtı.
1984 senesinden itibaren çalışmalarını İstanbul Ortaköy’deki atölyesinde sürdürmektedir.Kara, 2017 senesinde düzenlenen 29 Ekim Resepsiyonu'nda, Resim alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülü aldı.
OSMAN HAMDİ BEY (1842-1910)
Portre
4 Feb 1882 tarihli, ahşap panel üzerine yağlı boya
30x24 cm
1842 yılında İstanbul’da doğan arkeolog ve ressam Osman Hamdi Bey, Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin kurucusudur.1860’da hukuk öğrenimi için Paris’e giden Osman Hamdi Bey, resme olan tutkusu sebebiyle Paris Güzel Sanatlar Yüksek Okuluna devam etti ve dönemin ünlü ressamları Jean-Léon Gérôme ve Gustave Boulanger’den dersler aldı. Aynı yıllarda Paris’e eğitim için gönderilen Süleyman Seyyid ve Ahmed Ali (Şeker) Paşa’yla 1867’de açılan 2. Uluslararası Dünya Sergisi’nde Osmanlı Pavyonu’nun hazırlıklarında çalıştı ve eserleri sergilendi.1871 yılında İstanbul’a dönen sanatçı, sarayda yabancı elçilerin protokol işleriyle ilgili göreve atandı. Gösterdiği başarılarından dolayı Sultan Abdülaziz tarafından 1873 yılında Viyana’da açılan Uluslararası Sergi için görevlendirildi. Çeşitli devlet görevlerinde çalışan Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı tümülüsünde, Lagina’da bulunan Hekate Tapınağı’nda kazılar yaptı. En önemli arkeolojik kazısı Sayda (Sidon, Lübnan) kazısından kral mezarlığı kazılarıdır.İçinde bulunduğu kültürel ortamın ve sürdürmekte olduğu görevlerin sorumluğu doğrultusunda döneme uygun aydınlanmacı gelenekten beslenen resimler yaptı.Osmanlı coğrafyasının kültürel çeşitliliğini ve tarihini bir müzeci gözüyle resimleyen Osman Hamdi Bey, kompozisyonlarını kurarken değişik fotoğraflardan yararlandı.Yapıtlarında model olarak sıklıkla çeşitli meslek ve giysileri, belli bir kompozisyon içinde kullandı ve Osmanlı dünyasının zengin kültürel mirasını kendine özgü bir kurguyla ifade etti.Kaplumbağa Terbiyecisi, Arzuhalci, Kur’an Okuyan Hoca, Silah Taciri, Leylak Toplayan Kız, Şehzadebaşı Camisi Avlusunda Kadınlar, Feraceli Kadınlar, Mimozalı Kadın, Ab-ı Hayat Çeşmesi, Mihrap gibi tabloları en önemli eserleri arasındadır.
İBRAHİM ÇALLI (1882-1960)
Emirgan Çeşmesi, İstanbul
İmzalı, kontrplak üzerine yağlı boya,
55,5x69 cm
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyesi olan İbrahim Çallı 1906 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ni bitirdi.
1910 - 1914 yıllar arasında Paris’e gitti, École des Beaux-Arts’da Fernand Cormon’la çalıştı.
Emekli oluncaya kadar İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde hocalık yaptı ve birçok öğrenci yetiştirdi.
Çeşitli sergi etkinlikleri düzenledi. Başta Galatasaray olmak üzere yurt içinde ve dışında pek çok sergiye katıldı ve ödüller aldı. 1919’da Türk Ressamlar Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan Çallı, Şişli Atölyesi'nde çalıştı.
Ressam, 1918 Viyana Sergisi’ne katıldı. Atatürk’ün portresini yaptı. İstanbul Galatasaray Sultanisi’nde 1922 yılının ağustos ayında açılan dördüncü sergide, Nü’lerini sergiledi. II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi ideolojilerini, savaşları, hamasi konuları da görselleştiren tablolar yaptı. Bunlardan biri Zeybekler Kurtuluş Savaşı'nda adlı eseridir. 1926’da açılan Üçüncü Ankara Resim Sergisi’ni gezen Atatürk yapıtı gördüğünde Çallı’ya dönerek “Biz Kurtuluş Savaşı’nda yemeye ekmek bulamıyorduk, senin resmindeki atlar nasıl semirmiş böyle?” dediği, Çallı’nın da resmi tekrar elden geçirerek atları zayıf hale getirdiği söylenir.
İstanbul’un hemen her semtinden resimler yapan Çallı; kentin cami, türbe, çeşme gibi tarihi ve doğal dokusunu, gizli köşelerini, çay bahçelerini, sokaklarını, değişik ayrıntılarını resimlerine taşıdı. İstanbul’un çevresini, denizle içiçeliğini, kentteki ve köydeki yaşamı, köşk, konak ve bahçeleri hızlı fırça vuruşlarıyla izlenimci bir teknikle ele aldı. Osman Hamdi ve dönemin her yaştan seçkin kadınlarının portrelerini yaptı.
SÜLEYMAN SEYYİD (1842-1913)
Natürmort
Tuval üzerine yağlı boya,
33x41 cm
Süleyman Seyyid, 1842’de Maltepe’de doğdu. Eğitimini Mekteb-i Harbiye’de tamamlayan sanatçı
okulun iki resim hocasından, Pierre Guès ve Joseph Schranz’dan resim dersleri aldı.
Yaptığı karakalem, suluboya ve yağlıboya resimlerle takdir gören sanatçı, öğrenimini tamamlaması için Sultan Abdülaziz (hk. 1861-1876) tarafından 1862’de Paris’e gönderildi. Paris’te bir yandan Fransa’ya gönderilen Osmanlı öğrencilerinin Fransız okullarına uyum sağlaması için kurulan Mekteb-i Osmânî'ye devam ederken, bir yandan da Alexandre Cabanel ve Gustave Boulanger’nin atölyelerinde çalıştı. Burada geçirdiği sekiz yıl boyunca sergilere katıldı ve “Officier d’Académie” madalyasıyla ödüllendirildi. 1870’te İstanbul’a döndü, Mekteb-i Harbiye ve Tıbbiye ile askeri liselerde resim öğretmenliği, İnâs Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nde ders nazırlığı, Orman ve Maâdin Mektebi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı. Makale ve çevirileri gazetelerde yayımlandı. Ressamımız, realist ve natürmort üstadı olarak tanınır. Özellikle, meyve modellerinde yansıttığı renkler, fırçasının şiirleştirdiği ürünler olarak bilinir. Portreleri nadirdir. Doğaya tutkunluğu, eşeğine binerek, heybesine boya takımlarını koyup Alemdağı'na sık sık gittiği bilinen geleneklerindendir. Seyyid Bey, maddiyata düşkün olmadığından, hiçbir zaman fırçasını para kazanmak için kullanmamıştır. İki yüz kadar eseri olduğu söyleniyorsa da, bunların çoğunluğunun nerelerde ve kimlerde olduğu bilinmiyor. Ancak, İstanbul'un eski ailelerinin salonlarında Seyyid Bey'in bir natürmortuna tesadüf etmek mümkündür. Müzelerimizde Seyyid Bey'in pek az sayıda eseri vardır.
GERMAIN FABIUS BREST (1823-1900)
Peyzaj
İmzalı,
37x61 cm
Marsilya’da Emile Loubon’un Troyon’un öğrencisi olan Brest “Sainte-Boume Ormanının içinden” adlı tablosuyla ilk defa 1851 yılında Salon’a katılmıştır. Oryantalist resim türünde uzmanlaşan sanatçı 1855 yılından başlayarak dört yıl Türkiye’de yaşamış; İstanbul ve Anadolu’da yaptığı “Türk Kahvesi, Boğaziçi Kıyıları, İstanbul’da bir sokak, Boğaziçi’nde balıkçılar, Trabzon’da cami, Boğaziçi anısı, İstanbul surları, Boğaziçi görünümü, At meydanı” gibi tablolarıyla üne kavuşmuştur. Onun zengin bir renk düzenine sahip bu tablolarında mimari unsurlar önemli yer tutar. Brest oryantalist resimlerin sergilendiği salonlarda resimleriyle Türkiye’yi temsil eden bir sanatçı olmuştur.
LEONARDO DE MANGO (1843-1930)
İstanbul Rumeli Hisarı
19.yy. Osmanlı Dönemi, tuval üzerine yağlı boya,
53x75 cm
İtalyan Oryantalist Ressam Leonardo de Mango 20’li yaşlarına kadar resim eğitimi almamış olmasına karşın kendi kendini yetiştirdi. 1862 yılında katıldığı desen yarışmasında birincilik ödülü aldı.Napoli Akademisi’ne girmeye hak kazandı ve bu okulda dönemin önemli İtalyan ressamları Filippo Palizzi ve Domenico Morelli’den ders aldı.Çağdaşı Avrupalı sanatçılar gibi dönemin seyahat tutkusu ve Doğu merakıyla 1874 yılında gittiği Suriye’de Beyrut’a yerleşen ve uzun yıllar burada kalan sanatçı daha sonra Mısır ve Trablus’u gezdi.1883 yılında İstanbul’a geldi ve bu kenti gördükten sonra İstanbul hayranı oldu ve yaşamının sonuna kadar burada kaldı.İstanbul’da oryantalist bir üslupla yaptığı Haliç, Adalar ve Boğaziçi gibi kentin çeşitli yerlerinden resmettiği manzaralar ve pitoresk görünümlü günlük yaşam sahneleriyle ün kazanan sanatçı, İstanbul Salon sergilerine de katılmıştır.
HİKMET ONAT (1882-1977)
Peyzaj
İmzalı, 1976 tarihli, tuval üzerine yağlı boya,
58x73 cm
FRANÇOIS LÉON PRIEUR BARDIN (1879-1939)
Peyzaj
İmzalı, 1901 tarihli tuvalüzerine yağlı boya,
33x55 cm
FRANÇOIS LÉON PRIEUR BARDIN (1879-1939)
Peyzaj
İmzalı, 1901 tarihli tuval üzerine yağlı boya,
33x55 cm
RICHARD KARLOVICH ZOMMER (1866-1939)
Ezan Okuyan Adam
İmzalı, 1909 tarihli, tuval üzerine yağlı boya,
63x90 cm
SAMİ YETİK (1876-1945)
Lüksemburg Bahçesi, Paris
İmzalı, Yapı kredi yayınları 1997 s.143’de yer almaktadır.
18x26 cm
ABDULLAH ÇİZGEN (1911-1987)
Topkapı Sarayı, Revan Köşkü
Kontrplak üzerine yağlı boya,
53,5x39 cm
VLADIMIR PETROFF
Son Cemaat Mahalli
İmzalı, Mukavvaya marufle tuval üzerine yağlı boya,
52x37 cm
OSKAN CHIMCHIDIAN (1876-?)
Sultanahmet Meydanı
İmzalı, duralit üzerine yağlı boya,
90x142 cm
KOMET (1941-2022)
Kadın
İmzalı, 1988 tarihli, karton üzerine
karışık teknik,
29x14 cm
THEODORE FRERE (1814-1888)
İstanbul Sokak
İmzalı, ahşap panel üzerine yağlı boya,
35x26,5 cm
J. WILPERROS
Natürmort Kasımpatılar
İmzalı, tuval üzerine yağlı boya,
50x75 cm
ADNAN ÇOKER (1927-2022)
Soyut Kompozisyon
İmzalı, 1961 tarihli , tuvale marufle kağıt üzerine yağlı boya,
50x35,5 cm
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU (1911-1975)
İmzalı, kağıt üzerine karışık teknik (kum+çakıl),
34x24 cm
NURİ İYEM (1915-2005)
Peyzaj
İmzalı, Duralit üzerine yağlı boya
38,5x45,5 cm
NURİ İYEM (1915-2005)
Ev
İmzalı, 1999 tarihli, tuval üzerine yağlı boya,
45x50 cm
AHMET GÜNEŞTEKİN
Hektor’un Fedakârlığı
İmzalı, 2016 tarihli, tuval üzerine yağlı boya,
100x100 cm
DEVRİM ERBİL (D.1937)
İstanbul’a Mor Bakış
İmzalı, tuval üzerine yağlı boya,
120x100 cm
1937 yılı Uşak doğumlu Devrim Erbil yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce sergi açtı, ödüller kazandı ve sanat konferansları verdi. Sanatçının eserleri dünyanın ve Türkiye’nin birçok müzesinde ve koleksiyonlarında yer almaktadır. Devrim Erbil resmin şairidir. Doğanın ritmini ve gizemini yakalamaya çalışır. İstanbul tutkularının başında gelir. Titreşimlerin büyüsü ile kenti sarmalar.Devrim Erbil resmin şairi. Doğa onun tutkusu. Yaşamın ritmi ve devinimi onu her zaman etkiliyor. Birbirinin benzeri ama tıpkısı olmayan tekrarlar, ikilemler onu varlık nedenini sorgulamaya götürüyor.Anadolu’nun kültürel mirası onun bakış açısını her zaman etkilemiştir. Kültürler arası ilişkiler ve günümüze dek uzayan çizginin ortak paydaları; “Anadolu’da Yaşam Üstüne Çeşitlemeler” dizisi belli bir döneminin vazgeçilmez konusudur.İstanbul 60 yıldır yaşadığı bir kent; uçsuz bucaksız, tarihsel konumu ile doğasıyla olağanüstü. Devrim Erbil şimdi İstanbul resimleri yapıyor. Bazen kuşbakışı bir görüntüyle bazen ikili bir bakışın birlikteliğiyle. Çoğunlukla kuşların kanat seslerindeki müziği ve hareketlerindeki ritmi hissettirerek. Devrim Erbil eserleriyle bir anlık bir mutluluk duygusu – yaşam sevinci vermek istiyor. Şiirin sözcükleri gibi bir anlık mutlulukları birbirine eklemek istiyor. Erbil’in sanat felsefesi, sanatını özellikle günümüz Türkiye’sinde daha ulaşılır kılmak ve yaşamın içine sokmaktır.